حَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فَلَمَّا انْصَرَفَ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ وَجَدَ أَخْبِيَةً خِبَاءَ عَائِشَةَ وَخِبَاءَ حَفْصَةَ وَخِبَاءَ زَيْنَبَ فَلَمَّا رَآهَا سَأَلَ عَنْهَا فَقِيلَ لَهُ هَذَا خِبَاءُ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ وَزَيْنَبَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم آلْبِرَّ تَقُولُونَ بِهِنَّ . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمْ يَعْتَكِفْ حَتَّى اعْتَكَفَ عَشْرًا مِنْ شَوَّالٍ . و سئل مالك عن رجل دخل المسجد لعكوفٍ فى العشر الأواخر من رمضان فأقام يوماً أو يومين ثم مرض فخرج من المسجد أ يجب عليه أن يعتكف ما بقي من العشر إذا صح أم لا يجب ذلك عليه و في أيّ شهر يعتكف إن وجب عليه ذلك فقال مالك يقضى ما وجب عليه من عكوف إذا صح فى رمضان أو غيره و قد بلغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم أراد العكوف فى رمضان ثم رجع فلم يعتكف حتى إذا ذهب رمضان اعتكف عشراً من شوال و المتطوع فى الإعتكاف فى رمضان والذي عليه الإعتكاف أمرهما واحد فيما يحل لهما و يحرم عليهما و لم يَبلُغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم كان اعتكافه إلا تطوعاً قال مالك فى المرأة إنها إذا اعتكفت ثم حاضت فى اعتكافها إنها ترجع إلى بيتها فإذا طهرت رجعت إلى المسجد أية ساعةٍ طهرت ثم تبني على ما مضى من اعتكافها و مثل ذلك المرأة يجب عليها صيام شهرين متتابعين فتحيض ثم تطهر فتبني على ما مضى من صيامها لا تؤخر ذلك.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35578, MU000698
Hadis:
حَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فَلَمَّا انْصَرَفَ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ وَجَدَ أَخْبِيَةً خِبَاءَ عَائِشَةَ وَخِبَاءَ حَفْصَةَ وَخِبَاءَ زَيْنَبَ فَلَمَّا رَآهَا سَأَلَ عَنْهَا فَقِيلَ لَهُ هَذَا خِبَاءُ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ وَزَيْنَبَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم آلْبِرَّ تَقُولُونَ بِهِنَّ . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمْ يَعْتَكِفْ حَتَّى اعْتَكَفَ عَشْرًا مِنْ شَوَّالٍ . و سئل مالك عن رجل دخل المسجد لعكوفٍ فى العشر الأواخر من رمضان فأقام يوماً أو يومين ثم مرض فخرج من المسجد أ يجب عليه أن يعتكف ما بقي من العشر إذا صح أم لا يجب ذلك عليه و في أيّ شهر يعتكف إن وجب عليه ذلك فقال مالك يقضى ما وجب عليه من عكوف إذا صح فى رمضان أو غيره و قد بلغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم أراد العكوف فى رمضان ثم رجع فلم يعتكف حتى إذا ذهب رمضان اعتكف عشراً من شوال و المتطوع فى الإعتكاف فى رمضان والذي عليه الإعتكاف أمرهما واحد فيما يحل لهما و يحرم عليهما و لم يَبلُغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم كان اعتكافه إلا تطوعاً قال مالك فى المرأة إنها إذا اعتكفت ثم حاضت فى اعتكافها إنها ترجع إلى بيتها فإذا طهرت رجعت إلى المسجد أية ساعةٍ طهرت ثم تبني على ما مضى من اعتكافها و مثل ذلك المرأة يجب عليها صيام شهرين متتابعين فتحيض ثم تطهر فتبني على ما مضى من صيامها لا تؤخر ذلك.
Tercemesi:
Bize Ziyad, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Amre bt. Abdurrahman, ona Aişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) itikafa girmek istemişti. İtikafa gireceği yere varınca baktı ki Aişe'nin, Hafsa'nın ve Zeyneb'in çadırları orada kurulmuş. Onları görünce sordu. Kendisine, "Aişe'nin, Hafsa'nın ve Zeyneb'in çadırları!" olduğu bildirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onlara hitaben "İyi bir şey mi yaptığınızı sanıyorsunuz?" dedi. Daha sonra da itikafa girmeden döndü gitti. Bunun yerine Şevval ayında on gün itikaf yaptı.
Malik'e, "Ramazan ayının son on gününde mescitte itikafa giren bir iki gün itikafta kalıp, hastalanan sonra da mescitten çıkan kişinin iyileştikten sonra on günden geri kalanlarında itikafa devam etmesinin gerekli olup olmadığı soruldu. Aynı şekilde herhangi bir ayda kendisine itikafın vacip olduğu kimse de geri kalan itikaf günlerini tamamlamak zorunda mıdır)"
Malik, "ister Ramazan aynı olsun ister diğer zamanlarda olsun kendisine vacip olan itikafı kaza eder" dedi. Bana ulaştığına göre Rasulullah Ramazan ayında itikafa girmeden dönüp gitmişti. ramazan ayında itikafa girmedi. onun yerine Şevval ayında on gün itikafa girdi. Ramazanda üzerinde nafile itikaf olan kimse ile yerine getirmesi gereken itikaf borcu olan kimse kendisine helal ve haram olan şeyler konusunda aynı durumdadırlar. Rasulullah'ın (sav) itikafının ise nafile olduğu bana ulaşmadı.
Malik, itikafa giren sonra hayız gören kadın hakkında da, o kadın evine döner, hangi saatte temizlenirse mescide döner ve başladığı itikafından geri kalanları tamamlar. Bunun benzeri iki ay aralıksız oruç tutması gereken kadın hayız görse, sonra temizlense tutamadığı oruçları tamamlaması gerekir, bunu ertelemez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 698, 1/112
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
İtikaf, Hz.Peygamberin itikafı
İtikaf, İtikafa girmek
İtikaf, Ramazan dışında
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35579, MU000699
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ . أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَذْهَبُ لِحَاجَةِ الإِنْسَانِ فِى الْبُيُوتِ . قَالَ مَالِكٌ لاَ يَخْرُجُ الْمُعْتَكِفُ مَعَ جَنَازَةِ أَبَوَيْهِ وَلاَ مَعَ غَيْرِهَا .
باب النِّكَاحِ فِى الاِعْتِكَافِ . قَالَ مَالِكٌ لاَ بَأْسَ بِنِكَاحِ الْمُعْتَكِفِ نِكَاحَ الْمِلْكِ مَا لَمْ يَكُنِ الْمَسِيسُ وَالْمَرْأَةُ الْمُعْتَكِفَةُ أَيْضًا تُنْكَحُ نِكَاحَ الْخِطْبَةِ مَا لَمْ يَكُنِ الْمَسِيسُ وَيَحْرُمُ عَلَى الْمُعْتَكِفِ مِنْ أَهْلِهِ بِاللَّيْلِ مَا يَحْرُمُ عَلَيْهِ مِنْهُنَّ بِالنَّهَارِ . قَالَ يَحْيَى قَالَ زِيَادٌ قَالَ مَالِكٌ وَلاَ يَحِلُّ لِرَجُلٍ أَنْ يَمَسَّ امْرَأَتَهُ وَهُوَ مُعْتَكِفٌ وَلاَ يَتَلَذَّذَ مِنْهَا بِقُبْلَةٍ وَلاَ غَيْرِهَا وَلَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا يَكْرَهُ لِلْمُعْتَكِفِ وَلاَ لِلْمُعْتَكِفَةِ أَنْ يَنْكِحَا فِى اعْتِكَافِهِمَا مَا لَمْ يَكُنِ الْمَسِيسُ فَيُكْرَهُ وَلاَ يُكْرَهُ لِلصَّائِمِ أَنْ يَنْكِحَ فِى صِيَامِهِ وَفَرْقٌ بَيْنَ نِكَاحِ الْمُعْتَكِفِ وَنِكَاحِ الْمُحْرِمِ أَنَّ الْمُحْرِمَ يَأْكُلُ وَيَشْرَبُ وَيَعُودُ الْمَرِيضَ وَيَشْهَدُ الْجَنَائِزَ وَلاَ يَتَطَيَّبُ وَالْمُعْتَكِفُ وَالْمُعْتَكِفَةُ يَدَّهِنَانِ وَيَتَطَيَّبَانِ وَيَأْخُذُ كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا مِنْ شَعْرِهِ وَلاَ يَشْهَدَانِ الْجَنَائِزَ وَلاَ يُصَلِّيَانِ عَلَيْهَا وَلاَ يَعُودَانِ الْمَرِيضَ فَأَمْرُهُمَا فِى النِّكَاحِ مُخْتَلِفٌ وَذَلِكَ الْمَاضِى مِنَ السُّنَّةِ فِى نِكَاحِ الْمُحْرِمِ وَالْمَعْتَكِفِ وَالصَّائِمِ .
Tercemesi:
(Yahya dedi ki:) Bana Ziyâd, ona Mâlik, ona İbn Şihâb’ın rivayet etiğine göre Rasulullah (sav) (itikâfta) iken insanın tabii ihtiyacını görmek maksadı ile evlere (helaya) giderdi.
Mâlik dedi ki: İtikâfta bulunan bir kimse anne babasının cenazesine de başka cenazeye de katılamaz.
İtikâf halinde iken nikâh kıymak:
Mâlik dedi ki: İtikâfta bulunan kimsenin, dokunma söz konusu olmadığı sürece, evlenmek kastı ile nikâhlanmasında bir sakınca olmadığı gibi, itikâftaki bir kadın da dokunma olmadıkça evlilik nikâhı ile nikâhlanabilir.
İtikâfta bulunan kimseye eşi ile alakalı kendisine gündüzün ne haram ise, geceleyin de aynı şekilde haramdır.
Yahya dedi ki: Ziyâd dedi ki: Mâlik dedi ki: Erkeğin itikâfta iken eşine dokunması, öpmek suretiyle olsun, başka yolla olsun, ondan zevk alması helal değildir. İtikâftaki erkeğe ya da kadına itikâf süresi içerisinde nikâhlanmalarını –temas olmadığı sürece- mekruh gören birisinin olduğunu işitmedim. (Temas olursa) mekruh olur. Bununla birlikte oruçlu kimsenin oruçlu iken nikâh kıyması mekruh değildir. İtikâftakinin nikâh kıyması ile ihramlı kimsenin nikâh kıyması arasında fark vardır. İhramlı bir kimse yer içer, hasta ziyareti yapar, cenazelere katılır, koku sürmez. İtikâfta bulunan erkek ve kadın ise yağ ve hoş koku sürebilir, onların her biri saçlarını kısaltabilir ama cenazelere katılamaz, cenaze namazı kılamazlar, hasta ziyareti yapamazlar. Nikâh hususunda durumları da farklıdır.
İşte ihramlının, itikâfta bulunanın ve oruçlunun nikâhı hususunda uygulandığı görüle gelen sünnet budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 699, 1/112
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
İtikaf, itikaflının yapıp yapamayacağı şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35576, MU000696
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ وَنَافِعًا مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالاَ لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ بِقَوْلِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى كِتَابِهِ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ فَإِنَّمَا ذَكَرَ اللَّهُ الاِعْتِكَافَ مَعَ الصِّيَامِ . قَالَ مَالِكٌ وَعَلَى ذَلِكَ الأَمْرُ عِنْدَنَا أَنَّهُ لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Malik, ona Kasım b. Muhammed (T) Nafi' mevla Abdullah b. Ömer (ra), Allah tebâreke ve Teala'nın kitabındaki şu ayete göre 'itikâf oruçsuz olmaz': 'Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Bununla birlikte siz mescitlerde itikafta iken eşlerinize yaklaşmayın.' (Bakara, 2/187) Çünkü Allah burada itikafı oruçla birlikte zikretmiştir.
İmam Malik, 'buna göre bize göre de hüküm (uygulama/el-emr) böyledir. Yani itikaf ancak oruçlu bir halde ile olur.' der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 696, 1/111
Senetler:
1. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
Konular:
KTB İTİKAF
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35577, MU000697
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ زِيَادِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ اعْتَكَفَ فَكَانَ يَذْهَبُ لِحَاجَتِهِ تَحْتَ سَقِيفَةٍ فِى حُجْرَةٍ مُغْلَقَةٍ فِى دَارِ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ ثُمَّ لاَ يَرْجِعُ حَتَّى يَشْهَدَ الْعِيدَ مَعَ الْمُسْلِمِينَ . حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ زِيَادٍ عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ رَأَى بَعْضَ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا اعْتَكَفُوا الْعَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ لاَ يَرْجِعُونَ إِلَى أَهَالِيهِمْ حَتَّى يَشْهَدُوا الْفِطْرَ مَعَ النَّاسِ . قَالَ زِيَادٌ قَالَ مَالِكٌ وَبَلَغَنِى ذَلِكَ عَنْ أَهْلِ الْفَضْلِ الَّذِينَ مَضَوْا وَهَذَا أَحَبُّ مَا سَمِعْتُ إِلَىَّ فِى ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Ziyad b. Abdurrahman, ona Malik, ona da Sümey mevla Ebu Bekir b. Abdurrahman'dan şöyle nakletmiştir: Ebu Bekir b. Abdurrahman itikafa girmişti, def-i hacet için Halit b. Velid'in evinde (yurdunda) kapalı bir bölümde gölgelik/çatı altına giderdi. Müslümanlarla birlikte cemaatle beraber bayram namazını kılmadan eve dönmezdi.
Bize Yahya, ona Ziyad b. Abdurrahman, ona da Malik şöyle haber vermiştir: Bazı alimlerin Ramazanın son on gününde itikafa girdiklerini ve insanlarla cemaat halinde bayram namazını kılmadan evlerine dönmediklerini gördüm.
Ziyad, "Malik'in bana bu rivayetler, yaşamış faziletli kimselerden ulaştı. Bu konuda duyduklarımın en güzelleri de bunlardır." dediğini aktardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 697, 1/111
Senetler:
1. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
2. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
Konular:
İtikaf, İtikafa girmek
İtikaf, Ramazanda İtikaf
KTB İTİKAF
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35580, MU000700
Hadis:
حَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْهَادِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعْتَكِفُ الْعَشْرَ الْوُسُطَ مِنْ رَمَضَانَ فَاعْتَكَفَ عَامًا حَتَّى إِذَا كَانَ لَيْلَةَ إِحْدَى وَعِشْرِينَ وَهِىَ اللَّيْلَةُ الَّتِى يَخْرُجُ فِيهَا مِنْ صُبْحِهَا مِنَ اعْتِكَافِهِ قَالَ مَنِ اعْتَكَفَ مَعِى فَلْيَعْتَكِفِ الْعَشْرَ الأَوَاخِرَ وَقَدْ رَأَيْتُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ ثُمَّ أُنْسِيتُهَا وَقَدْ رَأَيْتُنِى أَسْجُدُ مِنْ صُبْحِهَا فِى مَاءٍ وَطِينٍ فَالْتَمِسُوهَا فِى الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ وَالْتَمِسُوهَا فِى كُلِّ وِتْرٍ . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأُمْطِرَتِ السَّمَاءُ تِلْكَ اللَّيْلَةَ وَكَانَ الْمَسْجِدُ عَلَى عَرِيشٍ فَوَكَفَ الْمَسْجِدُ قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأَبْصَرَتْ عَيْنَاىَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْصَرَفَ وَعَلَى جَبْهَتِهِ وَأَنْفِهِ أَثَرُ الْمَاءِ وَالطِّينِ مِنْ صُبْحِ لَيْلَةِ إِحْدَى وَعِشْرِينَ .
Tercemesi:
Bize Ziyad, ona Malik, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasullullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girerdi. Yine bir sene Ramazan ayının yirmi birinci gecesi oluncaya kadar itikafta kaldı. O gecenin sabahında itikaftan çıktı ve şöyle buyurdu:
“Kim benimle itikafa girmişse, son on günde de itikafa girsin. Çünkü bu geceyi (Kadir gecesini) gördüm. Sonra da bana unutturuldu. Ben (rüyada) kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde eder halde gördüm. Siz o geceyi son on günde arayın! (On gün içinde ise) tek sayılı geceler içinde arayın!”
Ebu Said el-Hudrî olayı şöyle anlatmaktadır: Bu konuşmanın yapıldığı gece yağmur yağdı. Mescid o zaman arîş (çardak biçiminde olup tavansız, gölgelik) şeklinde idi. Bu sebeple mescidin çatısı aktı. İşte benim bu iki gözüm yirmi birinci gecenin sabahında Rasulullah'ı (sav) alnında su ve çamur izi olduğu halde gördü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 700, 1/113
Senetler:
()
Konular:
İtikaf, Hz.Peygamberin itikafı
Kadir Gecesi, fazileti ve zamanı
KTB İTİKAF
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَائِشَةَ كَانَتْ إِذَا اعْتَكَفَتْ لاَ تَسْأَلُ عَنِ الْمَرِيضِ إِلاَّ وَهِىَ تَمْشِى لاَ تَقِفُ . قال مالك لا يأتي المعتكف حاجته ولا يخرج لها ولا يُعينُ أحداً إلا أن يخرج لحاجة الإنسان و لو كان خارجاً لحاجة أحدٍ لكان أحق ما يُخرَج إليه عيادةُ المريض و الصلاة على الجنائز واتّباعُها قال مالك لا يكون المعتكف معتكفاً حتى يجتنب ما يجتنب المعتكف من عيادة المريض و الصلاة على الجنائز و دخول البيت إلا لحاجة الإنسان.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35574, MU000694
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَائِشَةَ كَانَتْ إِذَا اعْتَكَفَتْ لاَ تَسْأَلُ عَنِ الْمَرِيضِ إِلاَّ وَهِىَ تَمْشِى لاَ تَقِفُ . قال مالك لا يأتي المعتكف حاجته ولا يخرج لها ولا يُعينُ أحداً إلا أن يخرج لحاجة الإنسان و لو كان خارجاً لحاجة أحدٍ لكان أحق ما يُخرَج إليه عيادةُ المريض و الصلاة على الجنائز واتّباعُها قال مالك لا يكون المعتكف معتكفاً حتى يجتنب ما يجتنب المعتكف من عيادة المريض و الصلاة على الجنائز و دخول البيت إلا لحاجة الإنسان.
Tercemesi:
Abdurrahman'ın kızı Amre'den: Hz. Aişe itikâfa girdiği zaman bir yerde durmadan, yürüyüp giderken hastaların halini sorardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 694, 1/110
Senetler:
()
Konular:
İtikaf, itikaflının yapıp yapamayacağı şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35575, MU000695
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنِ الرَّجُلِ يَعْتَكِفُ هَلْ يَدْخُلُ لِحَاجَتِهِ تَحْتَ سَقْفٍ فَقَالَ نَعَمْ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ عِنْدَنَا الَّذِى لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ أَنَّهُ لاَ يُكْرَهُ الاِعْتِكَافُ فِى كُلِّ مَسْجِدٍ يُجَمَّعُ فِيهِ وَلاَ أُرَاهُ كُرِهَ الاِعْتِكَافُ فِى الْمَسَاجِدِ الَّتِى لاَ يُجَمَّعُ فِيهَا إِلاَّ كَرَاهِيَةَ أَنْ يَخْرُجَ الْمُعْتَكِفُ مِنْ مَسْجِدِهِ الَّذِى اعْتَكَفَ فِيهِ إِلَى الْجُمُعَةِ أَوْ يَدَعَهَا فَإِنْ كَانَ مَسْجِدًا لاَ يُجَمَّعُ فِيهِ الْجُمُعَةُ وَلاَ يَجِبُ عَلَى صَاحِبِهِ إِتْيَانُ الْجُمُعَةِ فِى مَسْجِدٍ سِوَاهُ فَإِنِّى لاَ أَرَى بَأْسًا بِالاِعْتِكَافِ فِيهِ لأَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ وَأَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ فَعَمَّ اللَّهُ الْمَسَاجِدَ كُلَّهَا وَلَمْ يَخُصَّ شَيْئًا مِنْهَا . قَالَ مَالِكٌ فَمِنْ هُنَالِكَ جَازَ لَهُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِى الْمَسَاجِدِ الَّتِى لاَ يُجَمَّعُ فِيهَا الْجُمُعَةُ إِذَا كَانَ لاَ يَجِبُ عَلَيْهِ أَنْ يَخْرُجَ مِنْهُ إِلَى الْمَسْجِدِ الَّذِى تُجَمَّعُ فِيهِ الْجُمُعَةُ . قَالَ مَالِكٌ وَلاَ يَبِيتُ الْمُعْتَكِفُ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ الَّذِى اعْتَكَفَ فِيهِ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ خِبَاؤُهُ فِى رَحَبَةٍ مِنْ رِحَابِ الْمَسْجِدِ وَلَمْ أَسْمَعْ أَنَّ الْمُعْتَكِفَ يَضْرِبُ بِنَاءً يَبِيتُ فِيهِ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ أَوْ فِى رَحَبَةٍ مِنْ رِحَابِ الْمَسْجِدِ وَمِمَّا يَدُلُّ عَلَى أَنَّهُ لاَ يَبِيتُ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ قَوْلُ عَائِشَةَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا اعْتَكَفَ لاَ يَدْخُلُ الْبَيْتَ إِلاَّ لِحَاجَةِ الإِنْسَانِ . وَلاَ يَعْتَكِفُ فَوْقَ ظَهْرِ الْمَسْجِدِ وَلاَ فِى الْمَنَارِ يَعْنِى الصَّوْمَعَةَ . وَقَالَ مَالِكٌ يَدْخُلُ الْمُعْتَكِفُ الْمَكَانَ الَّذِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ قَبْلَ غُرُوبِ الشَّمْسِ مِنَ اللَّيْلَةِ الَّتِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهَا حَتَّى يَسْتَقْبِلَ بِاعْتِكَافِهِ أَوَّلَ اللَّيْلَةِ الَّتِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهَا وَالْمُعْتَكِفُ مُشْتَغِلٌ بِاعْتِكَافِهِ لاَ يَعْرِضُ لِغَيْرِهِ مِمَّا يَشْتَغِلُ بِهِ مِنَ التِّجَارَاتِ أَوْ غَيْرِهَا وَلاَ بَأْسَ بِأَنْ يَأْمُرَ الْمُعْتَكِفُ بِبَعْضِ حَاجَتِهِ بِضَيْعَتِهِ وَمَصْلَحَةِ أَهْلِهِ وَأَنْ يَأْمُرَ بِبَيْعِ مَالِهِ أَوْ بِشَىْءٍ لاَ يَشْغَلُهُ فِى نَفْسِهِ فَلاَ بَأْسَ بِذَلِكَ إِذَا كَانَ خَفِيفًا أَنْ يَأْمُرَ بِذَلِكَ مَنْ يَكْفِيهِ إِيَّاهُ . قَالَ مَالِكٌ لَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ يَذْكُرُ فِى الاِعْتِكَافِ شَرْطًا وَإِنَّمَا الاِعْتِكَافُ عَمَلٌ مِنَ الأَعْمَالِ مِثْلُ الصَّلاَةِ وَالصِّيَامِ وَالْحَجِّ وَمَا أَشْبَهَ ذَلِكَ مِنَ الأَعْمَالِ مَا كَانَ مِنْ ذَلِكَ فَرِيضَةً أَوْ نَافِلَةً فَمَنْ دَخَلَ فِى شَىْءٍ مِنْ ذَلِكَ فَإِنَّمَا يَعْمَلُ بِمَا مَضَى مِنَ السُّنَّةِ وَلَيْسَ لَهُ أَنْ يُحْدِثَ فِى ذَلِكَ غَيْرَ مَا مَضَى عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ لاَ مِنْ شَرْطٍ يَشْتَرِطُهُ وَلاَ يَبْتَدِعُهُ وَقَدِ اعْتَكَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَرَفَ الْمُسْلِمُونَ سُنَّةَ الاِعْتِكَافِ . قَالَ مَالِكٌ وَالاِعْتِكَافَ وَالْجِوَارُ سَوَاءٌ وَالاِعْتِكَافُ لِلْقَرَوِىِّ وَالْبَدَوِىِّ سَوَاءٌ .
Tercemesi:
İmam Malik'ten: İbn Şihab'a, "İtikâfta bulunan kimse def-i hacet için tavan altına girebi lir mi?" diye sordum. "Evet, bir mahzur yok!" cevabını verdi. Biz Medineliîer arasında da bu konuda bir ihtilâf yoktur.
İmam Malik'ten: Cuma namazı kılınan her mescitte itikâfa girilir. Cuma namazı kılınmayan mescitlerde itikâfa ğirmenir mekruh oluşu zannedersem itikâflının cuma namazı için başka bir mescide çıkmak zorunda olması veya cumayı terketmesi dola yısıyladır. îtikâfta olan kimsenin başka mescide cuma namazınc gitmesi vacip olmaz. Ben cuma namazı kılınmayan mescitte itikâ fa girilmesinde mahzur göremiyorum. Çünkü Allah Teâlâ: "şu mescitlerde itikâfta iken..." buyurarak, bütün mescitlerdi itikâfa girileceğine işaret etmiş, itikâfiçin özel mescit tayin etmemiştir.
İmam Malik der ki: Bu ayetten de anlaşılıyor ki, cuma namazı kılınmayan mescitlerde itikâf caiz olur, çünkü onun cuma kılınar bir mescide gitmesi üzerine vacib değildir.
İmam Malik der ki: İtikâfa giren bulunduğu yerden başka biı yerde yatamaz. Ancak çadırı mescidin avlusunda ise orada yata bilir. İtikâfa girenin geceleri kalmak için kendine bir yer yapabile ceğini söyleyen hiç kimse duymadım. İtikâfa giren sadece mescitti ya da mescidin avlusunda kalabilir. İtikâfa girenin geceleri nıes çitten başka, yerde yatamıyacağına dair delillerden bir tanesi di Hz. Aişe'nin şu rivayetidir: "Resulullah (s.a.v.) itikâfa girdiği za man eve sadece büyük ve küçük abdest için girerdi."
İmam Malik der ki'Mescidin damında ve minarede itikâfa girilmez.
itikâfa girme vaktiyle ilgili olarak îmam Malik şöyle der: İtikâfa girecek olan kimse, itikâfa gireceği günün gecesi orada olmak için güneş batmadan önce itikâf yerinde hazır bulunmalıdır. itikâfa giren başkalarının ilgileneceği ticaret ve benzeri işlerle ilgilenmez, sadece itikâfla meşgul olur. İtikâfta bulunanın bazı önemli işleri, ailevi işleri ve bazı alış - veriş konularında emirler vermesi, kendisini fazlaca meşgul etmeden ilgilenmesi caizdir. Bütün bu işler, yapacak olanı fazla meşgul etmeyecek kadar az olursa ilgilenmekte bir mahzur yoktur.
İmam Malik der ki: Alimlerden hiç kimsenin itikâfta bazı şartlar ileri sürdüğünü duymadım. İtikâf da, namaz, oruç, hac ve benzeri ibadetler gibi ibadetlerden biridir. Herkim bu ibadetlerden birini yapacak olursa sünnete uygun olarak yapar. Bu konuda müslümanların yapmadıkları bir şey uydurmak, olmayan bir şart koymak ve bidatlar icat etmek caiz değildir. Resûlullah (s.a.v.) itikâfa girmiştir, müslümanlar itikâfın nasıl olduğunu bilmektedirler.
İmam Malik der ki: İtikâf ve muahede aynı şeydir. İtikâf köylü için de, kentli için de aynıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 695, 1/110
Senetler:
()
Konular:
İtikaf, itikaflının yapıp yapamayacağı şeyler
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ تَحَرَّوْا لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِى الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ مِنْ رَمَضَانَ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35581, MU000701
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ تَحَرَّوْا لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِى الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ مِنْ رَمَضَانَ
Tercemesi:
Hişam'ın babası Urve'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesini Ramazanın son on gecesinde arayınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 701, 1/113
Senetler:
()
Konular:
Kadir Gecesi, fazileti ve zamanı
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ تَحَرَّوْا لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِى السَّبْعِ الأَوَاخِرِ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35582, MU000702
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ تَحَرَّوْا لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِى السَّبْعِ الأَوَاخِرِ.
Tercemesi:
Abdullah b. Ömer'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyur muştur: "Kadir gecesini Ramazanın son yedi gecesinde arayın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 702, 1/113
Senetler:
()
Konular:
Kadir Gecesi, fazileti ve zamanı
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُنَيْسٍ الْجُهَنِىَّ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى رَجُلٌ شَاسِعُ الدَّارِ فَمُرْنِى لَيْلَةً أَنْزِلُ لَهَا . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْزِلْ لَيْلَةَ ثَلاَثٍ وَعِشْرِينَ مِنْ رَمَضَانَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35583, MU000703
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُنَيْسٍ الْجُهَنِىَّ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى رَجُلٌ شَاسِعُ الدَّارِ فَمُرْنِى لَيْلَةً أَنْزِلُ لَهَا . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْزِلْ لَيْلَةَ ثَلاَثٍ وَعِشْرِينَ مِنْ رَمَضَانَ.
Tercemesi:
Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebû Nadr'dan: Abdullah b. Üneys el-Cühenî, Hz. Peygambere: "Ya Resûlallah! Ben evi uzak bir kimseyim, bana bir gece söyleyin de o gece geleyim!" dedi. Resûlullah (s.a.v.) da: "Ramazanın yirmi üçüncü gecesi gel!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 703, 1/113
Senetler:
1. Ebu Yahya Abdullah b. Üneys (Abdullah b. Üneys b. Esʻad b. Haram b. Habib)
2. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
Konular:
Mübarek zamanlar,